18 Ağustos 2013 Pazar

ALIŞMIŞ KUDURMUŞTAN BETERDİR !


   Konyaspor 3-2 Fenerbahçe
 
   
Sezon öncesi yazımda belirttiğim gibi sezonun açılış Fenerbahçe'nin muhteşem atak ve hırslı oynayacağını düşünmüyordum.Nitekim öyle de oldu..Takımın üstünde bir ölü toprağı vardı görülen biçimde ancak her geçen dakika iyi doğru gidiyordu.Özellikle ortasaha yardımlaşması gole kadar çok hoşuma gitti.Bu yardımlaşmayı top rakipteyken yapmak da mühimdi ve orada eksik kaldığımızı farkedip,başımıza iş almayız umarım dedim.

   Geçen seneden farklı olarak gözlemlediğim tek şey yıllardır 'pas' oyununa alışmış oyuncu topluluğuna 'bir an önce kaleye' gidilmesi konusunda emir verilmiş gibiydi.Topu her alan futbolcu ( Alper hariç;çünkü Alper'in top kullanma becerisi ve yöntemi zaten o şekilde) buna Bekir'de dahil hemen topu ileriye şişirip Emenike ile buluşturmaya çalışıyorlardı.E sistem Emenike'ye top şişirme sistemine dönünce aklıma 'Karabüksporun 2.lig zamanları' geldi.Sürekli bir sistem takımı olamamaktan şikayetçi Fenerbahçe taraftarı olarak bu 'sözde' sistemi gözüm hiç tutmadı.Kaldı ki Ersun Hocanın da bunu sürdüreceğini hiç düşünmüyorum.

   İlk yarıyı 2-0 önde kapatınca buna alışmamış bir taraftar olarak 'Rahat maç izlemek' mottosunu kafama yerleştirmeye hazır olsam iyi olacak diye düşündüm.Tabi ne mümkün böyle bir şey

yapılan değişikliklerden sonra oyun tam olarak Konyanın lehine gelişmeye başladı.Değişiklikler konusunda şuna da değinmek istiyorum.Salih değişikliğinin Alper ile değil Baroni ile olması gerektiğini düşüyorum.O zamandan sonra oyundan iyice düştük ve buna 'Yorgun' Salih'in de Fenerbahçe forması altında ki en kötü performansı eklenince kaçınılmaz sonuç oluştu.

  Bu maç için teknik taktik yazmaya hiç ihtiyaç duymadım.Çünkü Fenerbahçe 2-0 öne geçtiği bir maçı 3-2 kaybediyorsa orada konuşulacak bana göre pek de birşey yoktur aslında hele teknik taktik hiç konuşamam.

  Maçtan sonra bu yazıyı yazmak için oturduğumda ilk 3 satırda sadece Baroni'ye 16 kere sövdüğümü gördüm.Burası benim için ciddi bir mecra olduğu için bu zamana bıraktım ama bu demek olmuyor ki Baroni'yi es geçeceğim.Baroni denen 'bit yavrusu' şu kulüpte nasıl hala durabiliyor aklım hafsalam almıyor.Mantıklı bir açıklaması yok bu işin mümkün değil.BURASI FENERBAHÇE,hiç kimsenin çiftliği değil !

   Değinmek istediğim bir başka konuda 'ALTAN TANRIKULU' ve SALİH UÇAN..
   @uur11 bir grafik hazırlamış bu konu ile ilgili onu paylaşmak istiyorum sizlerle..


  
    Şu tabloyu bu işten para kazanan 'ALTAN TANRIKULU' sözde deneyimli gazeteci hazırlayıp,yorumlayamıyor ise mümkün değil ciddiye alamam...Salih'in nasıl bir yetenk,bu kulüp için nasıl bir karakter ve umut olduğunu ise çok iyi biliyoruz zaten..
    Salih'in bu hazırlık döneminde ne yaptığını,dün neden bu kadar formsuz olduğunu daha iyi kavrayabilmek için ayrıca http://mukarayilmaz.blogspot.com/2013/08/salih-ucan-hazirlik-doneminde-ne-yapti.html  adresini incelemenizi tavsiye ederim.
     Son olarak kısa bir soru soracağım..
   Şimdi futbola siyaset sokuyor muyuz sokmuyor muyuz ?
   Futbolda duyarlılık ve toplumsal faaliyetlere tepki veya katılım son derece önemlidir bana göre.Dün Emre'nin golden sonra gönderdiği mesaj ise bana göre çok şık bir mesajdı ama madalyonun bir de öbür yüzü var;YA EMRE #DİRENGEZİPARKI T-SHIRT'Ü ÇIKARTSAYDI FORMANIN ALTINDAN ?  

   @histerezis

16 Ağustos 2013 Cuma

ÇOK ÖZLEDİK FİKSTÜRE GÖRE YAŞAMAYI..

   Hayatı futbol olan insanların sürekli bir telaşı vardır.Sezon biter,transfer heyecanı başlar.Sağdan soldan duyumlar almaya çalışır insanlar,hiç okumadıkları kadar spor gazetesi okuyup gelmeyeceğini düşündüğü bir futbolcu sırf kendi takımı ile anıldığı için o haberi defalarca okurlar.Futbolcular gelir,futbolcular gider..Gelip gitmeyen tek şey armaya olan sevdamız,onu özleyişimiz,hiç bir zaman yetemeyişimiz..

   Bir transfer sezonunun daha sonuna gelirken yarın 'FENERİN MAÇI VAR' söylemleri ve heyecanıyla  başlıyoruz yeni sezona.Umutlar,istekler,hedefler ekseni etrafında geçecek yeni sezonda tek hedef tabi ki Şampiyonluk..Ama bu sezon öyle ki;MUTLAKA ŞAMPİYONLUK..

  Aykut Hocanın takımdan ayrılması ile birlikte bizim için artık olağanlaşan 'geçen sezon sonrası-yeni transfer dönemi arefesi' depremiyle pek de artık şaşıramadığımız şekilde tranfer dönemine girdik ve takımın yeni 'patronu' Ersun Yanal oldu.E biz Fenerbahçeliyiz umutlar bitmez bizde,bir kolumuzu versek 'Canım feda olsun sana' der 'Olsun bir tane daha var' deriz.

  Sezon öncesi gerek hazırlık maçlarında,gerek oynanan Avrupa maçlarında ve son olarak Süper Kupa maçında takımda bıçak sırtı olan,oturmayan bölgeler olduğu hepinizin malumu.Ama öyle bir yerdeyiz ki şuan herşeyi tepeye çıkarabilecek düzeyde,çok kaliteli bir kadroya sahibiz.Ersun Hocanın mühendisliği kadro yapılanmasında ve oynatacağı 'total futbol' sisteminin oturması konusunda başrol oynayacak.Elbette ki eleştirilecek yönler şuan da mevcut ama zaman Ersun Hocanın şuan en çok istediği şey belli ki..Biz taraftarlar olarak ayn şeyi söylemek pek mümkün değil;Herşeyimizi veririz ama sanırım şuan sadece zaman verme konusunda muallakta kalırız.O kadar çok özledik ki Fenerbahçe'nin saldırmasını,bol gollü galibiyetler almasını..

   Yarın Konya deplasmanıyla sezonu açarken beklentim mutlak surette 3 puan.Çok saldıran bir takım,çok muhteşem bir takım bekliyorum desem yalan olur.Düşüncem odur ki;Şuan ihtiyacımız olan şey öyle veya böyle seri galibiyetler ile lige başlayıp yelkenleri rüzgarlarla doldurmamız.Geri kalanı Fenerbahçe futbolcuları bu sezon halledecektir.İnanıyorum.

   Boş geçen haftasonları artık son buluyor,haftaiçi bir gün fikstüre bakıp haftasonu maç hangi gün hangi saatte ona göre plan yapmaya başlayacağız.Kimileri hayatını akışına göre yaşar ama biz fikstüre göre yaşayan insanlar olarak;HAYAT ŞİMDİ BAŞLIYOR.

                                                                                                                               @histerezis